Bu yazımızda Üçlü Tarama Testi Nedir Nasıl Yapılır? sorusunun çok arandığını gördükten sonra cevabını sizler için araştırdık gebeliğin ikinci trimester döneminde yapılan üçlü tarama testi hakkında anne adaylarının tüm merak ettiklerine cevap veren bir içerik hazırladık. Tüm detaylara yazımızın devamında ulaşabilirsiniz.
Doğumdan önce belirli aralıklarla annenin ve bebeğin sağlık durumunu tespit etmek için tarama testleri yapılır. Standart tarama testlerinde o an ki sağlık durumu tespit edilsede bazen çocuğun ileride yaşayacağı sağlık sorunlarının tespit edilmesi gerekir. Doğum sonrasında bebekteki genetik anomalileri ve diğer yaşanabilecek sağlık sorunlarını tespit etmek için hamileliğin ikinci trimestır döneminde üçlü tarama testi denen testler yapılır. Çocukta down sendromu, kromozom kaynaklı engelliliğe sebep olan hastalıklar 4. 5. ve 6. ayda yapılan bu testlerle yüksek oranda tespit edilir. Bebeğin ölü doğma yada anne karnında ölme ihtimalide tespit edilerek riskli gebeliklere karşı bu testlerle önlem alınmış olunur. Bu sayede gebelik zehirlenmesi denen preeklampsi riski engellenmiş olur.
Üçlü Tarama Testinde Hangi Hastalıklara Bakılır?
1980 yılında ilk defa uygulanan üçlü tarama testlerinde sadece down sendromlu çocukların erken teşhisi yapılabiliyordu. Daha sonra yöntemlerin gelişmesiyle genlerdeki trizomi 18 ve trizomi 21 kromozomlarındaki anomaliler tespit edilebilmektedir. Bu sayede bebekte nöral tüp defekti olup olmadığı anlaşılmaktadır. Bu kromozom anomalisi gelişimi aşırı derecede olumsuz etkileyen bir sorundur. Artık üçlü tarama testleriyle hCG, MS AFP, unkonjuge estriol (uE3) seviyelerine bakılarak yüksek riskli gebeliklerin erken dönemde tespiti sağlanmaktadır.
Preeklampsi Gebelik Zehirlenmesi Nedir?
Üçlü tarama testleri sayesinde 35 yaşından sonra daha sık görülen gebelik zehirlenmesi riski daha erken dönemde tespit edilmektedir. Gebelik zehirlenmesi durumunda annede ani tansiyon artışı olmaktadır. Tansiyon yüksekliği sonrasında böbrekler ve diğer organlar fonksiyonlarını kaybederler. Organların fonksiyonlarını kaybetmesiyle beraber bebeğin içinde bulunduğu plesentaya yeterince kan gidemez ve bebek dolaşım bozukluğu yaşar. Sonrasında ise önce bebek sonra anne vefat edebilir.
Üçlü Tarama Testi Nasıl Yapılır?

İkinci trimester döneminde 4.5. ve 6. ayda kadın doğum doktoru tarafından hastadan kan hormon testi istenir. Bu kan tahlili sırasında aç kalma zorunluluğu yoktur. Kan tahliline ek olarak ultrason çekimi yapılabilir ve dopler cihazıyla bebeğin kalp sesleri dinlenebilir. Kan sonucunda AFP, serbest estriol, beta HCG ve birçok farklı karmaşık sonuca bakılır. Bu kan sonuçları bilgisayarda bir yazılıma girilir. Ek olarak gebenin yaşı, kilosu, sigara alkol bağımlılığı gibi değerlerde girilerek değerlendirme yapılır. Üçlü tarama testlerinin sonucu yoğunluğu bağlı olarak en fazla 3 günde sonuçlanmaktadır.
Üçlü Tarama Testinin Yüksek Çıkması
Üçlü tarama testinde 3 önemli değer vardır. Bunlar estriol (E3), alfafetoprotein (AFP) ve beta-human koryonik gonadotropin (hCG) değerleridir. Bu değerlerin yüksek çıkmasıyla beraber annenin yaşı, kilosu ve gebelik haftası hesaplanıp risk düzeyinin yüksekliği netleştirilir. AFP ve hCG değeri yüksek seviyedeyken E3 değeri düşük olursa bebekte kromozom anomalisi olduğu anlaşılır. Yüksek AFP değerine rağmen bebekte nöral tüp defekti yada kromozom anomalisi olmazsa bu durumda bebekte intrauterin gelişme geriliği olduğu tespit edilir.
İntrauterin gelişme geriliğinde bebekte erken doğum ve düşük doğum ağırlığı olur. Ek olarak erken doğum riskiyle beraber fetal distres, hipertansiyon, neonatal ölüm, oligohidroamnios gibi farklı durumlar üçlü tarama testinin yüksek çıkması sonucunda oluşmaktadır. Üçlü taramada E3 (unkonjuge estriol) değerinin düşük çıkması yüksek ihtimalle gebelik hipertansiyonu yaşanabileceğini gösterir. Üçlü tarama testi down sendromu ve trizomi 18, 21 genetik anomalileri erken tespit edip önlem almak için son derece etkili olmaktadır.
Üçlü Tarama Testi Sonrasında Ne Yapılır?
Tarama testinin sonucu şüpheli çıkarsa kesin tanı koyulabilmesi için amniyosentez yada CVS yapılmaktadır. Amniyosentez işlemi bebeğin içinde bulunduğu plesenta amniyon sıvısından genetik materyal alma işlemidir. Genetik materyal alındıktan sonra karyotip genetik kromozom analizi yapılmaktadır. Amniyon sıvısından numune alınırken bebeğe bir zararı olmamaktadır. Bu genetik materyal bebeğin derisinden ve sindirim sisteminden sıvı içerisine aktarılan maddelerle elde edilmektedir. Amniyosentez işlemi için bir iğneyle plesenta kesesine girilmektedir. CVS ise amniyosenteze göre daha ayrıntılı ve riskli bir işlem olan koryon villus biyopsisidir. CVS çok şüpheli durumlarda daha hızlı erken tanı koyulabilmesi için kullanılmaktadır.